ÇORLU TİCARET VE SANAYİ ODASI

EN DE

Çorlu TSO Başkanı İsmail Güleroğlu DEİK 2011 Yılı Olağan Genel Kurulu Toplantısına İştirak Etti

28 Aralık 2011
Çorlu TSO Başkanı  İsmail Güleroğlu  DEİK 2011 Yılı  Olağan Genel Kurulu Toplantısına İştirak Etti

            Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nun (DEİK), 2011 yılı Genel Kurulu 28 Aralık 2011 Çarşamba günü ; TOBB ve DEİK Başkanı M. Rifat HİSARCIKLIOĞLU, Ekonomi Bakanı Zafer ÇAĞLAYAN, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati YAZICI, Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK, DEİK İcra Kurulu Başkanı Rona YIRCALI ve DEİK kurucularından Eski Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN, Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İsmail GÜLEROĞLU' nun katılımıyla İstanbul'da gerçekleştirildi.

            "Kimse neyin nasıl şekilleneceğini öngöremiyor"

             Genel Kurulda konuşan M. Rifat HİSARCIKLIOĞLU, bugün bir tarafta, Avrupa ekonomileri sarsılırken, diğer tarafta yakın coğrafyamızda meşru değişim ve dönüşüm talepleri, daha yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. Dün doğru bilinenler, bugün sorgulanıyor. Dün oyunu kurma iddiasında olanlar, bugün kendi kartlarını bile okuyamıyor. Kimsenin öngöremediği bu hızlı değişim sürecinde, kimse neyin nasıl şekilleneceğini öngöremiyor. Yani içinde bulunduğumuz dönemde Dünyada yeni bir düzen kuruluyor. Ancak bu değişim süreci öncekilerden çok farklı. Çünkü artık oyunun sadece kuralı değil, oyunun kendisi değişiyor. Geçtiğimiz aylarda bir toplantıda biraraya geldiğimiz Madeleine Albright, diplomasi ile ilgili hep verilen satranç örneğini eleştirmişti. Beni çok etkilemişti. "Diplomasi tek boyutlu bir satranç oyununa benzemez. Daha çok bilardoya benzer" demişti. "Sen bir topu hedeflersin, o topa yönelik bir hamle yaparsın, ıstakayı o topa vuracak bir topa vurursun. Ama bu arada bir dizi başka top da hareketlenir. Her bir hamleden sonra yalnızca operasyon yaptığın alanda değil, masanın tamamında yeni bir durum oluşur. Mutlaka iki toptan fazlası yerinden oynamıştır." diye anlatmıştı. Dünyada yaşanan bu karmaşa ortamında, sadece vuracağımız topu değil, "onun çarptığı diğer topları", "topun hangi banttan sekeceğini" de hesaplayarak  sonuç elde edebiliriz. Şimdi stratejiler bu yeni oyuna göre belirlenmek zorunda. Artık refleksler her zamankinden daha hızlı olmak zorunda. Karar alma süreçleri her zamankinden daha kısa olmak zorunda. Artık  tek bir noktadan oyunu okumak ve kurmak mümkün değil. . Artık sürekli hareket halinde olmak, proaktif davranmak zorundayız. Türkiye olarak, Türk iş dünyası olarak ise, bizim herkesten daha hızlı olmamız, reflekslerimizi daha hızlı çalıştırmamız gerekiyor. Zira değişimin merkez üssü, Türkiye'nin tam ortasında bulunduğu coğrafya.  Bir taraftan batımızdaki ülkelerde ekonomik krizler patlak verirken, güneyimizde ve doğumuzdaki ülkelerde siyasi krizler yaşanıyor. Türkiye her iki bölgedeki gelişmelerden doğrudan etkileniyor. Ama unutmayın. Tehlikeye yakın olmak, fırsata yakın olmaktır.Eğer biz herkesin kendi sorunlarına odaklandığı bu süreci iyi değerlendirebilirsek, atmamız gereken adımları hızlı bir şekilde atarsak, sancılı sürecin sonunda kazanan biz olacağız. Biz bunu başarmak zorundayız! Ve emin olun, başaracağız! Bu süreçte özellikle bizlere önemli görevler düşüyor. Zira sizler ekonominin kanaat önderlerisizin, yol gösterenlerisiniz. İş dünyası sizin göstereceğiniz yoldan ilerliyor. Bizler doğru alanlara kanal açmalıyız ki, suyun tamamı doğru mecralara akabilsin."

             AB'deki ekonomik kriz

            AB'nin bugün derin bir ekonomik sorunla karşı karşıya olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, bütün bu olumsuzluklara rağmen Türkiye ekonomisi hem dinamizmini hem de direncini tüm dünyaya kanıtladığını bildiren M. Rifat HİSARCIKLIOĞLU konuşmasına şöyle devam etti: "Son 9 aydaki büyüme oranımız, özel sektör kaynaklı olarak, yüzde 9,6 oranında gerçekleşti. Gelişmiş ülkeler sallanırken, biz rüzgarı arkamıza aldık, tam yol ileri dedik! İmalat sanayi üretim hacmimizin bu yılın sonunda 118 milyar dolara ulaşmasını bekliyoruz. Özel sektör olarak yaptığımız makine ve teçhizat yatırımlarının bu yılın sonunda 85 milyar dolara ulaşmasını bekliyoruz. Sadece son 9 ayda, 1 milyon yüz bin kişi, kayıtlı istihdam sağladık. Öte yandan AB ülkeleri %10'ları aşan bütçe açıkları verirken, bizim bütçemiz denk bütçeye yaklaşmış durumda. Ancak Avrupa Birliği'ndeki ekonomik kriz kısa sürede çözülecek gibi görünmüyor. Bu krizin 2012 yılında bizi doğrudan etkileme ihtimali yüksek. Zira AB ekonomisi bizim için üç açıdan çok önemli: Birincisi; Türkiye ihracatının yüzde 46'sını AB'ne yapıyor. İkincisi; Ülkemize gelen turistlerin  yüzde 60'ı AB'den geliyor. Üçüncü olarak da; Türkiye'ye gelen yabancı yatırımların yüzde 70'i AB kaynaklı"

           İhmal edilen pazarlar için çağrı

          "Avrupa Bankacılık Kurumu'nun yaptığı hesaba göre, Avrupa'daki bankaların 106 milyar Euro sermaye açıkları var. Avrupa bankaları bu sermaye açığını kapatabilmek için kredi stoklarını 1 trilyon Euro tutarında azaltmak zorunda kalabilirler. İşte bu nedenle 2012 yılında hem doğrudan döviz kaynağı, hem de kredi imkanı olarak AB pazarı daralacak.İşte sizlerin rolü bu noktada başlıyor. Eskiden ihmal ettiğimiz coğrafyalara gitmek, dünyayı yeniden keşfetmek zorundayız. İş adamlarımızı, firmalarımızı bu bölgelere götürmek zorundayız. Bu bölgelerin başında da asya ve güney amerika geliyor.Yapılan bir araştırmaya göre 2050 yılında Dünya'nın en büyük 30 ekonomisinin 12'si Asya kıtasında yer alacak. Bugün hali hazırda dünyanın en yoğun 50 konteyner limanının 30'u, en fazla iş yapan 30 havaalanının 10'u Asya'da yer alıyor. Küresel ekonominin bu yeni çekim merkezi, sınırsız fırsatları da beraberinde getiriyor. Nitekim bugün dünyanın en büyük ihracatçılarından bir olan Çin, 2015 yılında dünyanın en büyük ithalatçısı olacak. Ama biz bu bölgelerde hiç yokuz.Avrupa'daki krizi fırsat bilerek daha önce ihmal ettiğimiz bu bölgelere hızla girmeliyiz. DEİK olarak bu konuda hızla pozisyonumuzu alıyoruz. Bu yıl Afrika'da 8 ülkeyle, Asya'da 8 ülkeyle yeni iş konseylerini kurduk. Daha bu sabah Güney Amerikada 6 yeni ülkeyle iş konseyi kurma kararını aldık. Böylece iş konseyi sayımız 109'a, ülke sayımız 106'ya yükselmiş oldu. Biz yol açmaya, yol almaya devam edeceğiz."

           ‘Ortadoğu ve Afrika'daki siyasi sorunlar ticari ilişkileri olumsuz etkileyebilir' uyarısı

          Diğer yandan Ortadoğu ve Afrika'daki siyasi sorunların bölge ile ticaretimizi olumsuz etkilediğine dikkat çeken Hisarcıklıoğlu kısa vadede bölge ile ticari ilişkilerimizin olumsuz etkilenebileceği uyarısında bulundu.Değişim sürecinde stratejimizi belirlerken iki noktayı da göz önünde bulundurmak gerektiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, "Birincisi; emtia kaynaklarının azalması ve fiyatlarının artması. İkinci önemli nokta ise; şehirleşme ve orta sınıf artışına bağlı yeni fırsatlar" dedi.

           "Türk Ticaret Kapıları Ofisleri" önerisi

           Dünyada ihracat sıralamasında bizden yukarıda olan ülkelerin neredeyse tümü, firmalarına hizmeti hedef ülkelerdeki ofisler aracılığı ile yapıyorlar. Bu ofisler tam bir özel sektör mantığı ile işletiliyor. Bizim şirketlerimizin de yurtdışındaki faaliyetleri kolaylaştırılmalı ve desteklenmelidir. Yeni pazarlara daha kolay ulaşmak ve payımızı artırmak için, hedef pazarlarda "Türk Ticaret Kapısı" ofisleri açılmalıdır.  DEİK olarak bu konuda uzun süredir çalışmalar yapıyoruz. Örneğin, Alman Odalar Birliği, Alman devletinin desteğiyle, Avrupa'nın en iyi yapılanmasını kurdu. Alman Odalar Birliği, Çin'de kurduğu ve tam 260 personelin çalıştığı ofisleri ile nasıl kendi sanayicilerine hizmet veriyor. Biz de DEİK olarak bunu Sayın Bakanlarımızla birlikte başarmak; dünyanın dört bir yanında ticaret ofisleri kurmak istiyoruz. Biz bu konuda elimizin altındaki bir hazineyi de yıllarca görmezden geldik. Dünyanın dört bir tarafında yaşayan, binlerce girişimcimiz, binlerce yatırımcımız var. Bugün sadece Avrupa'da yaşayan vatandaşlarımızın 10 milyar Euro'luk yatırımları var. Bunlar bizim doğal iş ortaklarımız. Yurt dışındaki temsilcilerimiz. İhtiyacımız olan her konuda irtibat noktalarımız. Ama bugüne kadar dağınıktılar. Ne onların bizden haberi vardı ne de bizim onlardan. İşte şimdi biz bu dağınık gücümüzü bir araya getiriyoruz."

             "Biz kendi uçağımızı da otomobilimizi de yaparız"

            "Bizim büyük hedeflerimiz var" diyen TOBB ve DEİK Başkanı 2023 yılında dünyanın en büyük ekonomisinden biri olmak, 500 milyar dolar ihracat yapmak, kişi başına geliri 20 bin dolara çıkarmak istediklerini belirtti. DEİK üyelerine "Bütün dünyanın gözü bizim üzerimizde. Ben nereye gitsem bunu görüyorum. Sizler, iş dünyasının uç beylerisiniz! Sizler ya bir yol bulmak için, ya da bir yol açmak için elini taşın altına koyanlarsınız" diye seslenen HİSARCIKLIOĞLU, şunları söyledi: "Biz kendi otomobilimizi de yaparız, kendi uçağımızı da yaparız. Biz koşmak istiyoruz, koşacak enerjimiz var, cesaretimiz var, gücümüz var. Bu salondakiler bu hedeflere koşarlar. Ben buna yürekten inanıyorum. Sizlerin azmine, gücüne ve yapabileceklerine yürekten inanıyorum."

              Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK

            Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK de DEİK Genel Kurulunun açılış oturumunda yaptığı konuşmada, gelinen noktada Avrupa'ya ilişkin kaygıların had safhaya ulaştığını, Avrupa'ya ilişkin risk algısının oldukça yükselmiş durumda bulunduğunu ifade etti. ŞİMŞEK, ''Türkiye'ye baktığınız zaman, Avro Bölgesi ile Lehman dönemiyle, yani kriziyle karşılaştırıldığı zaman Türkiye'nin risk algısı iyileşmiş durumda. Türkiye büyük bir stres testinden geçmiş, aslında bir anlamda Türkiye'ye olan güven önemli ölçüde geçmişle karşılaştırılamayacak şekilde artmış durumda. Bu bizim için önemli bir avantaj. Bu, bundan sonra gelecek bir şoku da çok rahat bir şekilde kalıcı bir tahribat olmadan atlatabileceğimiz açısından bence önemli bir gösterge ve gerçekten bu dönemde Türkiye risk algısının, nispeten düşük seyretmesi özel sektör ve kamu sektörü açısından önemli bir kazanç'' dedi. Amaçlarının Türkiye'nin bu kırılganlıklarını 2012 ve sonrası dönemde de azaltmak olduğunu vurgulayan Şimşek, ''O nedenle, öyle ümit ediyoruz ki gerek kamu maliyesinde, yani kamu borç stokunun milli gelire oranı, gerekse bütçe açığının milli gelire oranını önümüzdeki 3-4 yılda da sürekli bir şekilde aşağı doğru bir trendde tutmayı hedefliyoruz'' şeklinde konuştu. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ''Türkiye yumuşak inişi başarabilir. Çünkü ekonomide özellikle kredi hacminin yavaşlamasına yönelik çok ciddi tedbirler aldık. Şu anda kredi hacminde önemli bir yavaşlama var. Kredi hacminde çok ciddi bir yavaşlama demek aslında yumuşak inişin temelini kurmak demektir'' dedi.

GÜNCEL